DİL BİLİMİNİN
TEMEL KAVRAM VE İLKELERİ
Dil bilimi, dil olgusunu ve yeryüzündeki tüm dilleri genel olarak bütün yönleriyle konu edinip inceleyen bilimin adıdır. Arapçada sarf ve nahiv ilmi, batı dillerinde ise gramer olarak adlandırılır.
Bir dilin, seslerden cümlelere kadar ihtiva ettiği bütün dil birliklerini, geniş bir şekilde anlam ve görev bakımından inceleyen kurallara ise dil bilgisi denir.
Dil bilgisi, diğer birçok kuralın aksine belirli bir grup tarafından hazırlanmayıp, o dili kullanan insanların zaman geçtikçe gerekli kuralları yaratmalarından veya var olan kuralları dilin gelişimiyle birlikte değiştirmelerinden oluşur.
Dilbilgisi, incelediği dil unsurlarına göre kendi içinde
bölümlere ayrılır:
• Dilin seslerini inceleyen kısmına ses bilgisi (fonetik)
• Dili yapı yönünden inceleyen, kelime ve şekilleri konu edinen kısmına şekil bilgisi (morfoloji veya sarf)
• Kelime ve şekillerin çıkış yerlerini, yani menşelerini araştıran kısmına köken bilgisi (etimoloji)
• Kelime ve şekillerin aralarındaki münasebetler ile cümleleri inceleyen dalına cümle bilgisi veya söz dizimi (sentaks veya nahiv)
• Dilin anlam oluşturma mekanizmalarını inceleyen kısmına ise anlam bilgisi (semantik) denmektedir. Bu bölümlerin hemen hepsi dil bilgisi içinde ayrı ayrı incelenmelerine rağmen, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmazlar ve daima birbirlerine karışırlar. Bu itibarla dil bilgisi, bir dili bütün cepheleriyle bir bütün olarak ele alıp inceleyen ilmin adıdır. İnsanoğlu, tarihî akış içinde, zamanla biriken bilgiler sayesinde hemen her şeyi inceleme ve araştırma
konusu yapmış; dillerin sırrını çözmeye çalışmış ve böylece yeni bir bilim dalı ortaya çıkartmıştır. İlk başta eski Yunan ve Hint devirlerinden başlayarak, dillerin bağlı olduğu kaideler tespit edilmeye çalışılmış ve bu kaidelerin ortaya çıkardığı bilgiye de
gramer bilgisi denmiştir. Buna paralel olarak her dilin kelime hazinesi toplanmış, neticede sözlükler ortaya çıkmıştır. Gramer sayesinde ise dillerin doğru okunup yazılması gerçekleşmiştir.
DİL BİLİMİNİN KOLLARI
Dil, seslerden örülmüş toplumsal bir kurumdur ve bu kurumun en küçük birimi “ses”tir. Ses bilgisi ise dilin seslerini ele alır. Her dilin kendine özgü bir ses dizgesi vardır.
Ses bilgisinin belli başlı inceleme alanları şunlardır:
• “Ses, sesbirim, alt sesbirim” vb. kavramlar
• Seslerin oluşumu
• Seslerin özellikleri ve sınıflandırılması
• Seslerin sözcüklerdeki sıralanışı
• Hece yapısı
• Vurgu ve tonlama
Ses bilgisinin alt dalları ise şöyledir:
• Söyleyiş Ses Bilgisi: İnsan seslerinin nasıl türediğini inceler
• Dinleyiş Ses Bilgisi: Seslerin nasıl algılandığını ve anlamlandırıldığını inceler
• Uygulamalı Ses Bilgisi: Teorik olarak ses bilgisinin elde ettiği bilgileri, günümüz teknolojisinin de imkânlarıyla işler.
2. Biçim Bilgisi (Morfoloji)
Dildeki biçim birimleri inceleyen daldır. Kökler ve ekler, bunların görevleri, birbirleriyle ilgisi vb. konular üzerinde durur:
• “Kök, gövde, ek” gibi kavramlar
• Yapım ekleri
• Çekim ekleri
• Sözcük türleri
• Sözcük türetme yolları
gibi konularla ilgilenir.
3. Dizim Bilgisi (Söz Dizimi/Sentaks)
Dildeki kelimelerin birbirleriyle ilişkilerini inceler. Kelimelerin oluşturdukları gruplar ve bunların cümle aline getirilmesiyle ilgilidir. Şekil bilgisi ile de yakından ilgilidir. Söz diziminin inceleme alanları içinde şunlar da vardır:
• Cümle öğeleri
• Cümle çözümlemeleri
4. Anlam Bilimi (Semantik)
Dil göstergelerinin anlamı üzerinde durur. Bu göstergelerin içerisine kelime, kelime gurubu, cümle hatta metin de girebilir. Günümüzde daha çok cümle ile ilgilidir. Dildeki sözcükleri anlam bakımından ele alır ve onların temel anlamı, yan anlamı, cümle
içerisinde kazandığı anlam gibi unsurlarıyla inceler.
Dilbiliminin diğer dalları içerisinde özel bir yere sahiptir.
• Anlamla ilgili temel kavramlar
• Sözcüklerde temel anlam
• Sözcüklerde yan anlamlar
• Eş anlamlı sözcükler
• Karşıt anlamlı sözcükler
• Çok anlamlı sözcükler
• Anlam değişmeleri
ile de ilgilidir.
5. Köken Bilgisi (Etimoloji)
Bir sözcüğün hangi köke dayandığını, ilk olarak hangi kavramı karşıladığı, zaman içerisinde gösterdiği gelişmeler vb. konuları inceler. Dilbiliminde bir sözcüğü açıklamak, onu başka sözcüklere indirgemek anlamına gelir.
• Sözcüklerin ve eklerin kaynağı
• Sözcüklerdeki şekil ve anlam değişiklikleri
• Sözcüklerin ve eklerin tarihi ile ilgilidir.
6. Lehçe Bilgisi (Diyalektoloji)
Dillerin kolları, bu dalın inceleme alanına girer. Ağız bilgisi olarak da tanımlanabilir. Bir dilin en çok fonetik farklılıklara dayanan alt katmanları ise o dilin “ağız”larıdır. Örneğin, Anadolu ağızları, Rumeli ağızları... gibi.
• Lehçe ve ağızlar
• Lehçe ve ağızların sınırları
• Yerleşme tarihi
• Dil haritalarının hazırlanması
gibi konular bu dalın inceleme alanına girer.
7. Sözcük Bilgisi (Leksikoloji)
Bir veya birden çok dilin sözcüklerinin çeşitli yöntemlerle ve çeşitli amaçlar için bir araya getirilmesi, düzenlenmesi ve sıralanmasıdır.
Leksikoloji, sözcükleri tek tek anlam alanlarına göre incelerken, kitap vs. gibi kaynaklardan derleyerek bir araya getirmeye çalışır.
8. Ad Bilgisi (Onomastik)
İnsanlar varlıklara nasıl ad verir, dilden dile bu durum değişir mi? gibi sorulara cevap veren daldır. En başta insan adlarını konu edinir.
9. Gösterge Bilgisi (Semiyoloji)
Her ne kadar dil göstergelerini ele alsa da, asıl konusu dil dışındaki göstergelerdir. Dilbilimin bir alt dalı olmaktan ziyade, en dışta yardımcı bir bilim dalı olarak kabul edilebilir. Temellerini Saussure atmıştır.
10. Bilişsel Bilim
Doğrudan değil dolaylı yoldan dilbilim ile ilgilidir. Matematik, bilgisayar, felsefe, biyoloji, psikoloji ve dilbilimin ortak çalışma alanıdır.
Gösterge ve Simge
Bir çocuğun sadece zaman geçirmek amacıyla çizdiği güvercin resmi bir görsel göstergedir; ama aynı güvercin resmi Birleşmiş Milletler binasının duvarına çizilmiş ise o zaman bu bir simgedir.
Çünkü bir uzlaşma uyarınca, bu görsel gösterge, doğal olarak temsil ettiği şeyden başka bir şeyi belirtmek için çizilmiş ya da yapılmıştır. Birleşmiş Milletler binasının duvarına çizilmiş olan güvercin, artık soyut bir kavram olan barışı temsil etmektedir.
Terazinin adaleti, kalbin aşkı, kum saatinin ise zamanı temsil etmesi gibi... Adaleti temsil eden bir simge: Terazi
İkon
Bazı göstergeler ise gösterdiği varlığın kendisi
olabilmektedir. Bu tür göstergelere ikon denir.
Örneğin portreler. İkonlarda, gösteren ile gösterilen
arasında gerçek bir benzerlik vardır.
Dil Göstergeleri
Belli bir dilde, anlamı olan en küçük birimlere “dil göstergesi” adı verilir. Örneğin Türkçede “kalem”, “kitap”, “masa” veya “-yor”, “-di” birer dilsel göstergedir. Görüldüğü gibi, dil göstergesi “sözcük”
ya da “kelime” anlamında kullanılmıştır. F. de Saussure’ün de belirttiği gibi, dil göstergesi iki düzeyden oluşur: Birincisi, dilbilimsel adıyla“gösteren”, kulağımızda duyduğumuz “Ç.İ.Ç.E.K.”sesi, gözümüzle gördüğümüz “çiçek” yazısı; ikincisi
ise yine dilbilimsel adıyla “gösterilen”, zekamızla, deneyimlerimizle kavradığımız sözün içeriği, açıklaması ya da zihnimizde oluşan genel çiçek kavramıdır.
Dil göstergeleri tamamen seslerden oluşur. Örneğin BAYRAK kelimesini oluşan göstergeler B, A, Y, R, A ve K sesleridir. Bayrak kelimesi görüldüğünde insanların zihninde bir bayrak resmi oluşur; bu durumda dil göstergesi nesnenin, yani göndergenin kendisi değildir. Daha açık bir biçimde ifade edecekolursak, “bayrak” sözcüğü bayrağın kendisi değildir, belli bir bayrağı ya da genel olarak bayrak maddesini temsil eder. Saussure’den sonra gelen araştırmacılar dil göstergesi tanımını tanımlayarak onu zenginleştirmişlerdir. Onların dil göstergesi tanımında üç öğe ilişkisi içerisindedir. Gönderge, dil dışı dünyada bulunan gerçek bir varlık ya da nesnedir. Bu nesnel gerçekliği dil temsil eder; başka
deyişle yeniden sunar. Bu konuda şöyle bir örnek verilebilir: “Balık” bir gösterendir. Türkçede “suda yaşayan canlı”yı gösterir.
Gösteren
Dil göstergesinin sese ilişkin somut bölümünü oluşturan sesbirimlerinin bütünüdür. Sessel bir işlev olup algılama düzlemini ilgilendirir.
Gösterilen
Gösterenin zihnimizde uyandırdığı düşünce ya da kavramdır; bu nedenle insandaki kavramsallaştırma ya da düşünce alanını ilgilendirir.
Gönderge
Zihnimizde oluşan düşünce ya da kavramın gerçekleşmiş, gerçek olan hâlidir. Dil dışı gerçekliklerdir. Gönderge, dil göstergesinin dil
dışında gösterdiği her şeydir: soyuttur, somuttur, nesnedir, olaydır, olgudur, niceliktir, durumdur, kanıdır. Belki özgürlük, aşk, cesaret, peri, tek boynuzlu at gibi soyut ve düşsel, söylensel göstergelerin göndergeleri olamaz gibi düşünülebilir; ama bunlar birer “soyutlama”dır. Böylece, örneğin “demokrasi” göstergesi, “demokrasiye, kendisine inanılan bir olgu”ya gönderme yapar.